Hava kirliliği global bir halk sağlığı sorunu. Uzmanlar sadece dış mekânların değil, ev içi hava kirliliğinin de ciddi sağlık sorunlarına neden olduğuna dikkat çekiyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, 2020 yılında iç mekân hava kirliliğinin 237 bini 5 yaş altı çocuk olmak üzere, yaklaşık 3.2 milyon ölüme neden olduğu tahmin ediliyor. Yine DSÖ verilerine göre yıllık 3.2 milyon ölümün yüzde 32’si iskemik kalp hastalığı, yüzde 23’ü inme, yüzde 21’i alt solunum yolu enfeksiyonu, yüzde 19’u kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve yüzde 6’sı akciğer kanserinden kaynaklanıyor.
EV İÇİNDEN GELEN TEHDİTLER
İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şehmus Özmen, “İnsanlar kapalı mekânlarda her geçen gün daha fazla zaman geçiriyor. Bu oran ortalama yüzde 90 olarak hesaplanıyor. Ev, okul, ofis ve diğer kapalı mekânlardaki hava kirliliği, hemen hissedilen akut belirtilere veya hissedilmeyen ama uzun süren ciddi hastalıklara neden olabiliyor. Akut etkiler; Baş ağrısı, halsizlik, güçsüzlük, dikkat bozukluğu, tükenmişlik sendromu, boğaz, burun ve akciğerlerde kuruluk ile tahriş hissi olarak sıralanıyor. İç mekân hava kirliliği; Astım, lejyoner hastalığı, aşırı duyarlılık, zatürre, asbestoz ve akciğer kanseri gibi daha ciddi sağlık sorunlarıyla da ilişkilendiriliyor. Bu etkiler bireyden bireye farklı düzeylerde ortaya çıkabilir” diyor.
REKLAMHEDEF İÇ MEKÂNLARDA İDEAL NEM SEVİYESİNİ KORUMAK
Kapalı mekânlarda ideal nem seviyesini koruyarak küf ve mantar oluşumunun engellenmesi solunum yolu hastalıklarına, ağız, boğaz ve cilt kuruluk belirtileri ile alerjik reaksiyonlara karşı koruyucu etki yapıyor. Prof. Dr. Şehmus Özmen bir odadaki ideal nem seviyesinin yüzde 40-60 arasında olması gerektiğini, nem seviyeleri ideal aralığın altında olduğunda virüslerin daha uzun yaşayıp daha kolay bulaşacağını söylüyor. Nem seviyesinin yüksek olması ise küf nedeni olabiliyor. Bu sorun ciddi alerjik reaksiyonlar, astım ve solunum sıkıntısıyla ilişkilendiriliyor.
YEMEK PİŞİRİRKEN VE DUŞ ALIRKEN BİLE RİSK ALTINDA OLABİLİRSİNİZ
İç mekân hava kirliliğine, bina yapısında kullanılan malzemeler, asbest içeren yapı malzemeleri, dekorasyon ürünlerinden uzun dönem salınan uçucu organik bileşikler ve formadehitin neden olduğu belirtiliyor. İç mekânda sigara içmek, uçucu kozmetik ürünler, temizlik ürünleri, bazı hobi ürünleri, boya, ateş yakma (soba-şömine, mum, kandil vb.) yemek pişirme, çamaşır kurutma, duş alma, gazlı soba kullanımının hava kalitesini bozduğuna dikkat çekiliyor. Enerji verimliliği için alınan aşırı tedbirler de havalanmayı bozarak iç mekân hava kirliliğini artırabiliyor.
TRAFİĞE YAKIN VE KÜÇÜK EVDE OTURANLAR DİKKAT!
Prof. Dr. Şehmus Özmen: “Dış mekân hava kirliliğinin iç mekân hava kalitesini etkilediği unutulmamalıdır. Oturulan evin yoğun trafiğe yakın ve küçük olması iç mekân hava kirliliği ile ilişkili bulunmuştur. Bakteriler, virüsler, evcil hayvan tüyleri, toz akarları, polen ve diğer mikroorganizmalar gibi biyolojik kirleticiler de bulaşıcı hastalık, alerji ve enflamatuar klinik tablolara neden olabilir” diyor. Bu konu hakkında farklı ülkelerdeki çalışma grupları ve DSÖ tarafından birçok rehber yayınlandığı belirtiliyor. Bu kılavuzlar iç mekân hava kirleticileri ve toksik düzey konularında verdikleri detaylı bilgilendirmelerle dikkat çekiyor. Bu noktada dikkate alınan maddelerin benzen, karbonmonoksit, formaldehit, naftalin, nitrojen dioksit, polisiklik aromatik hidrokarbonlar olduğuna dikkat çekiliyor. (özellikle benzo[a]piren), radon, trikloretilen ve tetrakloroetilen) https://iris.who.int/bitstream/handle/10665/260127/9789289002134-eng.pdf . Prof. Dr Şehmus Özmen; “Örnek vermek gerekirse 1 μg/m3 hava konsantrasyonunda ‘benzen’ maruziyeti yaşam boyu lösemi riski 6 × 10–6’dır. Beklendiği üzere konsantrasyon arttıkça risk artmaktadır” diyor.
HAVA KALİTESİNİ DÜZELTMEK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
İç mekân hava kalitesi çalışma grubunun, hava kalitesini iyileştirmek için ulusal bir politika ve bunu takip eden bir kurum oluşturmaya çalıştıkları belirtiliyor. Yapı malzemeleri ve inşaat ürünlerinin hava kirliliği açısından etiketlendirilmesi ve toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi de öneriler arasında bulunuyor. Bireysel tedbir olarak iç mekânda sigara içilmemesi, düzenli temizlik yapılması ve toz alınması tavsiye ediliyor. Yemek pişirmenin, temizlik ürünleri ile kozmetik madde kullanımı ve yeni mobilya eşya alımının da iç mekân hava kirliğine katkıda bulunduğuna dikkat çekiliyor. Dış hava, kapalı alana duvar ve kapı-pencere kenarlarındaki açıklıklar ile çatlaklardan sızıp açık kapı ve pencerelerden girebiliyor. Kirli havanın banyo ve mutfaklardaki fanlar aracılığıyla aralıklı dışarı atılabileceği belirtiliyor. Havalandırma sistemiyle iç havayı alıp yerine dışarıdan alınan havayı veren filtreli klima sistemler de çözümler arasında bulunuyor.
EV İÇİ TEDBİRLER NELER?
Hava uygun olduğunda, yüksek düzeyde hava kirletici madde üretebilecek kısa süreli faaliyetler sırasında (boyama, boya çıkarma, gaz yağı ısıtıcılarıyla ısıtma, yemek pişirme veya bakım ve onarım işleri) pencereleri ve kapıları açmanın, pencere veya tavan arası fanlarını ya da klima çalıştırmanın (uygun modda) havalandırma oranını artırdığı belirtiliyor. Hava kirletici madde üretebilecek hobi faaliyetlerinin mümkünse açık havada yapılması gerekiyor. Prof. Dr. Şehmus Özmen; “Piyasada ucuz masa üstü taşınabilir modellerden, gelişmiş ve pahalı tüm ev sistemlerine kadar pek çok türde ve boyutta hava temizleyici bulunmakta. Bazı hava temizleyicilerinin parçacıkların giderilmesinde farklı etkileri olabilmektedir. Taşınabilir hava temizleyiciler, tek bir oda veya alandaki havayı filtrelemek için tasarlanmıştır. Merkezi sistemlerin tasarlanma amacı ise tüm evdeki havayı filtrelemektir. Taşınabilir hava temizleyicileri ve merkezi havalandırma sistemleri iç mekân hava kirliliğini azaltsa da havadaki tüm kirleticileri temizleyemezler. Bu nedenle temizlenmesi istenen odanın büyüklüğüne uygun modellerin tercih edilmesi gerekir. Gazları temizlemek için ürünün karbon filtre içermesine dikkat edilmelidir” diyor.
Prof. Dr. Şehmus ÖzmenSALON PALMİYESİ VE ŞEYTAN SARMAŞIĞINDAN YARDIM ALIN
Bunun dışında kapı ve pencerelerin günde en az 2-3 kez açılması tavsiye ediliyor. “Salon palmiyesi”, “Şeytan sarmaşığı” gibi kapalı mekânda yetiştirilmesi kolay bitkilerin hava temizleme kabiliyetleri olduğu öne sürülüyor. Kokusuz çamaşır deterjanları, temizlik ürünleri ve deodorantların tercih edilmesi, hava temizleyici sprey ve koku kullanımından uzak durulması kolay uygulanabilir tavsiyeler arasında bulunuyor. Halıları tercihen düşük emisyonlu süpürgelerle temizlemek, çamaşırları evin içinde kurutmamak, kurutulması zorunlu ise açık bir pencerenin yanında kurutmak ve ev içinde sigara içmemek de uyulabilecek basit ama etkili öneriler arasında yer alıyor.
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
22 Aralık 2024SPOR
22 Aralık 2024GÜNDEM
22 Aralık 2024SPOR
22 Aralık 2024SPOR
22 Aralık 2024GÜNDEM
22 Aralık 2024GÜNDEM
22 Aralık 2024